Türkiye’nin dış politikada gösterdiği olağanüstü başarı, artık toplumun tüm kesimlerinde yüksek sesle dile getirilmeye başlanmıştır. "Türkiye’nin İkinci Yüzyılı" sloganıyla ortaya konulan vizyon, devlet aklını net bir şekilde ortaya koymuş ve uluslararası arenada dikkat çekici bir stratejik duruş sergilemiştir.

Devlet aklı, özellikle Suriye’deki gelişmelerde kendini bir kez daha kanıtlamıştır. Bu süreç, Türkiye olmadan bir Ortadoğu denklemine ulaşılamayacağını göstermiştir. Kartların yeniden karıldığı bu dönemde, Doğu Akdeniz stratejik önemini bir kez daha gözler önüne sermektedir.

Doğu Akdeniz, bölgedeki tüm hesapların merkezinde yer almaktadır ve bu gerçek, artık aklıselim herkes tarafından kabul edilmektedir. Batı bloğu, Doğu’da Türkiye gerçeğiyle karşı karşıya kalmış ve bu gerçeği kabullenmek zorunda olduklarının bilincine varmıştır.

Bu bağlamda, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne (KKTC) de önemli bir görev düşmektedir. ABD ve müttefiklerinin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne (GKRY) sağladığı silah ve mühimmat desteği ile kurduğu üs bölgeleri, Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin karşısına ciddi bir engel olarak çıkmaktadır.

KKTC’deki siyasi partilerin ve liderlerin, ülkedeki yüzeysel gündemlerden ve algı siyasetinden sıyrılarak temel meselelere odaklanması, Türkiye’nin stratejik çıkarları açısından son derece kritik bir hale gelmiştir. KKTC halkına, Doğu Akdeniz’de yaşanan gelişmelerin sade bir dille anlatılması ve Türkiye’nin dış politikadaki üstün başarısına gölge düşürülmemesi büyük bir önem taşımaktadır.

Sonuç olarak, bu coğrafyada bizi bizden başka kimsenin tanımadığı bir gerçeklik içinde, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki hamleleriyle yeniden hayat bulacağımız gerçeğini güçlü bir şekilde vurgulamalıyız.

Türk Devletleri Teşkilatı’nda kazandığımız onur ve tanınma noktasında yaklaştığımız bu dönemi, büyük bir dikkat ve özenle değerlendirmeliyiz. Doğru adımlar atarak, Türkiye’nin bölgesel ve küresel alandaki konumunu daha da güçlendirebiliriz.

Bu bakış açısıyla, Türkiye’nin dış politikada elde ettiği muazzam başarıların kıymetini bilerek ve bu başarıları sürdürülebilir kılarak, ulusal çıkarlarımızı koruma yolunda sağlam adımlarla ilerlemeliyiz.